xpr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

MENÜ

  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Seyehat ipuçları
  • Yurt içi gezilerimiz
  • Yurt dışı gezilerimiz
  • Çocuklarla hafta sonuÇOCUK
  • YAŞAM
  • GENEL BİLGİLER
  • 29 Mart 2017 Çarşamba

    EVDE DOĞUM GÜNÜ PARTİSİNDE OYNANABİLECEK OYUNLAR

    Çocuğunuzun doğum günü yaklaştı ve doğum gününde neler yapacağınızı düşünmeye başladınız. Partiye gelecek olan çocuğunuzun arkadaşlarını belirleyerek isimlerini listeye yazdınız. Doğum dününde yemek için neler yapacağınızı ve pastanın konseptini dahi panladınız. Ancak parti için hazırlıklarnız henüz tamamlanmış sayılmaz. Neden mi?  Yazımı okudukça ne demek istediğimi anlayacaksınız.


    Doğum günü yapacağınız gün çocuğunuzun tüm arkadaşları geldi. Klasik karşılama sonrası pastanın mumları üflendi. Pasta ve misafirler için hazırlanan diğer ikramlıklar yendi. Hediyeler açıldı. Çocuklar şimdi ne yapalım ne oynayalım diye birbirlerine sormaya başlarlar. Karar verip oyunlar oynamaya başlayana kadar zaman akıp gider.


    Doğum günü partisinin çocuğunuzun unutamayacağı, arkadaşları ile beraber geçireceği eğlenceli bir gün olması için güzel bir etkinlik planlanmalı, eğlenceli doğum günü oyunları hazırlamalısınız.

    Geçen sene kızımız için evde yaptığımız doğum günü partisini bu şekilde önceden planladık. Gerçekten de herkes için çok eğlenceli bir gün oldu. Gençlerin  yüzünün gülmesi😊 ve mutlu olduklarını görmek benim bütün yorgunluğumu alıverdi ve bende çok mutlu oldum.


    Doğum gününe gelen gençlerin en çok eğlendiği, partilerin vazgeçilmez eğlencelerinden ve bizim partinin de göz bebeği diyebileceğimiz oyun ise bahçede ağaca bağladığımız içinde çikolata ve şekerlemelerin olduğu Pinyata oldu. Pinyatayı patlatmaya çalışırken hepsi çok keyifliydi. Doğum günü partisi yapacak olursanız Pinyata konusunu listenize dahil etmenizi ısrarla öneririm size.

    Biz Pinyatamızın fotoğrafını çekmeyi maalesef unuttuğumuz için başka bir Pinyata resmi paylaşmak zorunda kaldım.
                                                                   Pinyata 

    Görsel sonucu

    Çocuklarınızın doğum gününde eğlenmelerini ve güzel bir gün geçirmelerini sağlamanıza yardımcı olabilmek amacıyla bizim partide oynanan oyunları aşağıda açıklamaları ile beraber paylaşmak istiyorum. Umarım yardımcı olur ve hep beraber eğlenirsiniz.

     İşte size evde doğum günü partisinde oynanabilecek en güzel doğum günü partisi oyunları.😊😊

    1 - Donma Oyunu


    Müzik çalarken çocuklar istedikleri gibi dans ederler. Müzik durduğunda hepsi donmuş gibi hareketsiz kalırlar. Hangi çocuk müzik bittiği halde hala hareket ediyorsa oyunun dışında kalır. Oyun tek çocuk kalana kadar devam eder.


    2 - Sandalye Kapmaca 

    Sandalye kapmaca oyunu doğum günü partilerinin klasikleşmiş oyunudur. Oyundan kısaca bahsedecek olursak, oyunu oynayacak çocukların sayısından bir eksik sandalye ile müzik eşliğinde oyuna başlanır. Sandalyelerin etrafında dönen çocuklar müzik kesildiği anda bir sandalyeyi kapmaya çalışır, sandalye kapamayan ve ayakta kalan çocuk oyunun dışında kalır ve sandalyelerden bir sandalye azaltılır. Oyun tek sandalye kalana kadar bu şekilde devam eder.

    3 - Balon Yakalama Oyunu


    Çocukların sayısından biraz daha fazla balonlar şişirilir ve üzerlerine 1-2-3 gibi numaralar yazılır. Bu balonlar çocukların oynayacağı odaya yayılır. Ayrıca yazılan numara sayısı kadar küçük küçük hediyeler hazırlanır ve bu hediyelerin üzerleride numaralandırılır. Belli bir süre içersinde çocuklar balonları toplamaya çalışırlar. Süre sonunda herkes balonların üzerlerinde yazan sayıların karşılığındaki hediyeleri alırlar.


    4 - Deve Cüce


    Oyunu yönetecek kişi çocukları karşısına toplar. Oyuncular ayakta durur. Yönetici 'Deve' dediğinde çocukların ayakta durması, 'Cüce' dediğinde ise çömelmesi gerekir. Oyunu yöneten kişi zaman zaman devamlı 'Deve' veya 'Cüce' diyerek ve çömelerek çocukları yanıltmaya çalışır. Yöneten kişinin söylediği yönergenin tersini yapan oyuncu oyun dışı kalır. En son kalan oyuncu oyunu kazanır.


    5 - Evet-Hayır


    Oyunculardan biri soru soran diğeri de cevap veren kişi olur. Cevap veren oyuncunun hiçbir soruya 'Evet' ya da 'Hayır' şeklinde cevap vermemesi gerekir. Örneğin, Okula gidecek misin? sorusuna Evet ya da Hayır şeklinde cevap vermemesi gerekir. Gideceğim demesi gerekir.Soru soran kişi şaşırtmacalı sorularla karşısındaki oyuncuya EVET-HAYIR dedirtmeye çalışır.



    6 - Pazara Gittim


    Oyuncular halka şeklinde otururlar. İçlerinden biri oyunu 'Pazara gittim ve ELMA aldım' diyerek başlatır. Yanındaki oyuncu bir önceki oyuncunun çarşıdan aldığı başka bir şeyi aynen söyler ve üzerine başka bir meyve-sebze daha ekler. Örneğin 'Pazara gittim ELMA,MUZ'aldım. Üçüncü oyuncu da ikinci oyuncunun söylediğinin aynısını söyler ve bir meyve-sebze daha ekler. Oyun bu şekilde her oyuncuda yeni bir meyve-sebze eklenerek devam eder. Alınan meyve-sebzelerin sırasını karıştıran ya da unutan oyuncu yanar ve oyundan çıkar. Diğerleri en baştan başlayarak oyunu tekrar eder.

    Oyunları oynandıktan sonra gençlerin dinlenmeleri sırasında daha önceden hepsi için aldığımız ve üzerlerine ''Geldiğiniz için teşekkür ederiz'' şeklinde not yazdığımız kartlar bulunan kitapları kızımız büyük bir zevkle hediye etti arkadaşlarına.

    Çok eğlenceli ve güzel bir gün neşe, kahkaha, oyunlar  derken çabucak bitivermişti. Sizler içinde umarım keyifli bir parti olur ve bizim gibi çok eğlenir ve keyif alırsınız. Şimdiden hepinize iyi eğlenceler.😊


25 Mart 2017 Cumartesi

Dünyanın En Mutlu Çocukları

Her anne- baba sağlıklı, mutlu  ve başarılı bir evlat hayal eder. Hayalindeki o evladı yetiştirebilmek içinde elinden gelen her şeyi yapmaya çalışır. İyi bir eğitim alması için çaba sarfeder. Biz çocuklarımız için bu kadar çaba sarfederken dünyanın en mutlu çocuklarının Hollandalı çocuklar olduğunu biliyormuydunuz?  
Dünyadaki En Mutlu Çocuklar Hollanda'da Yaşıyor
Unicef'in gelişmiş ülkelerdeki çocukların refah ve mutluluk düzeyiyle ilgili raporuna göre dünyanın en mutlu çocukları Hollanda'da yaşayan çocuklar. 
Peki neden diye soruyorsunuz değilmi?
- Uzmanlar dünyanın en mutlu çocuklarının Hollanda'da olmasını, çocukların aileleriyle daha fazla vakit geçirmesine bağlıyor.Çocukların okulda sınav ve ödev baskısı altında olmaması da başka bir sebep olarak gösteriliyor. Bu çocukların mutlu olma nedenlerinin hepsini merak edenler için işte nedenleri;
1 - Aile üyelerinin birlikte zaman geçirmesi

Çocuklarla ailenin diğer üyeleri arasındaki iletişim çok önemli. Aile üyelerinin birlikte yemek yemesi , birbirleriyle konuşması demek. Çocukların okula gitmeden önce aileleriyle birlikte kahvaltı yapma oranının en yüksek olduğu ülke Hollanda. Bu da, çocukların güne iyi başlamalarını sağlıyor. Birlikte yemek yemek Hollandalılar için iletişim kurma şansı demek. 

2 - Çocuklar güne yağlı - Çikolatalı Ekmekle başlıyorlar

Hollanda'da geleneksel kahvaltı olarak yağ sürülen bir dilim ekmeğin üzerine çikolata parçacıkları dökülüyor veya çikolata sürülüyor. Bu çocukların çok hoşuna gidiyor. 

Güne iyi başlayan çocuklar hayatada pozitif bakıyorlar. Sabah kahvaltıda çikolata yiyen çocukların sağlıksız beslendiğini düşünebilirsiniz. Ancak Hollanda çocuklarda obezitenin en az görüldüğü ülkelerden biri.

Bu nasıl mı oluyor?  İşte cevabı. 

3 - Çocuklar okula bisiklet ile gidiyor

Hollanda'da çok yaygın olarak kullanılan bisiklet sayesinde. Çocukların çok büyük kısmı okula giderken ve okul dönüşünde servis yerine bisiklet kullanıyorlar. Bu da çocukların devamlı fiziksel bir aktivite içersinde olmasına yardımcı oluyor. 

4 - Çocuklar 10 yaşına kadar hiçbir sınava tabi değil

Hollanda'da çocukların üzerinde okul baskısı en düşük seviyede. Sınav kaygısı olmayan bu çocuklar küçük yaşlarda stresle tanışmıyorlar. 10 yaşına kadar ev ödevleri genellikle  olmuyor. Oynamak için böylelikle vakit bulabiliyorlar. Daha rahat ve mutlu şekilde büyüyorlar. 

5 - Çocuklar sürekli eleştiri altında değiller
Anne ve babalar hem kendileri hem de çocuklarıyla ilgili olarak daha rahatlar. Ebeveynler çocuklarını hata ve kusurlarıyla kabul ediyorlar.Hollandalı anneler, diğer ülke annelerine göre daha az depresyona giriyor
6 - Tüm çocuklar eşit 
Devlet okullarının kalitesi çok yüksek ve özel okul yok denecek kadar az. Bu durum üniversiteler içinde geçerli.
7- Anneler kadar babalarda çocuklarıyla ilgileniyor
Hollanda hükümeti çocukların babalarıyla iletişimini güçlendirmek için onlara ücretsiz izin alma hakkı tanıyor. Ülkenin yasaları çocukların mutluluğunu esas alıyor. Okul sonrasında çocukların bol bol açık alanda oynayarak zaman geçirmesi başlıca mutluluk nedenleridir.
8 - Hollandalı annelerin rolü 
Hollandalı annelerin çoğu haftada 25 saati geçmeyen işlerde çalışıyor ve iş stresinin en aza iniyor olması anneleri mutlu ediyor. Çocuklarıyla daha fazla zaman geçiren ve neredeyse hiç depresyona girmeyen anneler sayesinde çocuklar da mutlu büyüyor.
Unicef'in 29 gelişmiş ülke çocukları içi yaptığı anketin sonucuna göre Hollanda'ya ve Hollandalı çocukların mutluluklarına sizi bilmem ama ben gerçekten çok özendim. Çocuklarımızı böyle bir sistemde yetiştirmek vardı demekten kendimi alamıyorum.
Peki bizim çocuklarımızın neyi eksik?
Aile içi mutluluk formülleri için Türk anne ve babaları olarak kahvaltı olmasa bile akşam yemeklerinde çocuklarımızla beraber olalım, onlarla konuşalım, kendilerini ifade etmelerine olanak sağlayalım mesela. 

İşten eve geldiğimizde .çocuklarımızla bir müddet zaman geçirmek, onlarla azda olsa oyun oynamak, okula giden veya gitmeyen çocuklarımızın günlerinin nasıl geçtiğine dair paylaşmak isteyecekleri konular olduğunu düşünerek onları dinlemek, hafta sonlarında da beraber zaman gerçirmek, isterlerse gezilere katılmak hem çocuğunuzu hemde sizi çok mutlu edecektir. İş hayatının karmaşası içersinde bazen bunları yapmayı atlıyor olsakta bu konular mutlu bir çocuk yetiştirmek için gerçekten önemli. 

Bu arada çocuklarımızın arkadaşları ile mutlaka bir arada zaman geçirmesinin;

- Onların hem kendilerini ifade etmeleri,
- Kendilerini geliştirmeleri,
- Kendilerine güven duymaları, 
- Özgüvenlerinin artması,
- Kendilerinin değerli olduklarını hissetmeleri  gibi nedenlerle çok önemli olduğunu unutmamak gerekir. 
Okula gelince burada iş Milli Eğitim'e düşüyor. Müfredatlarla durmadan oynamak yerine daha uzun vadede ve kalıcı, tüm ülkeye yarayacak projeler üretme zamanı gelmedi mi hala;?

24 Mart 2017 Cuma

Hayatımızı Kolaylaştıran Pratik Bilgiler

                                            
Günlük hayatımızda sıkça işimizi zorlaştıran aksiliklerle baş etmek durumunda kalırız. Aslında bu aksiliklerle baş edebileceğimiz ancak fazla bilinmeyen püf noktalar var. İşte işinize yaratacak hayatınızı kolaylaştıracak bazı pratik bilgiler.

Karıncalara Karşı; Karıncalardan kurtulmak için karıncaların bulundukları yere kesilmiş yarım limon koyun. Limon çürüyünce kokusundan karıncalar kaçacaklardır.

Tıklalı Lavaboları Açmak için; 
Lastik pompalarla uğraşmayın. Kaynar su, tıkalı delikten dökülürse tıkalı yer hemen açılacaktır.

Eldeki Ceviz Lekesini Çıkarmak için; Ellerinizi önce 1-2 dakika sirkeye batırılmış bir pamukla sonra da soğuk suyla temizleyin. Ardından soğuk suyla yıkayın. Ceviz lekesi tamamen çıkacaktır.

Yumurta Haşlama Suyunu Ziyan Etmeyin; Yumurta zengin vitamin kaynaklarından biridir. Yumurta haşlarken kullanılan haşlama suyunu soğumasını bekledikten sonra çiçeklerinize dökün. Çiçekler için faydalı bir sulama olacaktır.

Çaydanlıktaki Kireç; Çaydanlığınızın içinde biriken kireç tortusunu temizlemek için, 15 dakika kadar içinde sirke kaynatın.

Elbisenize Sakız Yapıştıysa; Elbisenize sakız yapışırsa, naylon torbanın içersinde buzluğa koyun. Bir saat bekledikten sonra çıkarın. Kolayca çıkacaktır.

Naftalin Kokusunu Sevmiyorsanız; Dolapların içersine limon kabuğu ve karanfil taneleri koyum. Böylece hem güve gelmeyecek hemde giysileriniz güzel kokacak.

Bakırları Parlatmak; Bir litre sirkeye üç yemek kaşığı tuz atıp iyice çalkalayın. Sonra bu karışımı bakır kapların üzerine serpin. Kısa bir süre sonra temiz bir bezle silin.

Tencerede Haşlanan Şeyin Taşmasını Önlemek İçin; Tencerede taşma riski olan bir şeyi haşladığınızda, tahta bir kaşığı tencerenin üzerine yerleştirdiğinizde taşmayı engelleyebilirsiniz.

Kurabiyelerin Bayatlamaması İçin; Kurabiyelerin çabuk bayatlamaması için, kapağı çok iyi kapanan teneke bir kutuda, içine bir avuç kadar pirinç koyarak saklarsanız kurabiyeler uzun süre taze kalır ve sertleşmezler.

Kahvenin Bayatlamaması İçin; Kahve koyduğunuz kavanoza bir kesme şeker atarsanız kahveniz bayatlamaz.

Peynirin Kurumaması İçin; Kestiğiniz peynirin kenarlarına tereyağı sürerseniz sertleşip kurumasını önlemiş olursunuz.

Muslukların Temizlenmesi; Muslukları temizlemek için bez yerine eski naylon bir çorap kullanmanız halinde daha mükemmel bir sonuç elde edebilirsiniz.

Ekmek Kızartma Makinesini Temizlemek içinDiş fırçası kullanabilirsiniz.

Çift Cam Fırın Temizliği;  Fırındaki çift camın arasını bir tel ve bez ile temizleyebilirsiniz.

Lavabo Gideri Temizlemek; Lavabo giderlerinizi limon ve diş fırçasıyla temizleyebilirsiniz.

Çaydanlık içindeki kireç tortuları ; Çaydanlık içinde biriken kireç tortusunu temizlemek için, 15 dakika kadar içinde sirke kaynatın.

Ayakkabı Kokusuna Karşı; Kötü kokulara karşı ayakkabılarınızın içine kabartma tozu serpin. Gece boyunca bekleyin. Sabah ayakkabıyı giymeden önce kabartma tonunu silkeleyin.

Banyo Temizliği; Küfü önlemek için duştan sonra; duş kapılarını, duvarlarını beyaz sirke ile temizleyin.
Banyonuzun temiz olmasını istiyorsanız haftada bir sıcak sirke ile temizleyiniz. Sirkeyi kaynattıktan sonra banyoyu bu sirkeyi dökerek bir bezle iyice siliniz, donra temiz su ile temizleyiniz.

Ampullerin Temizliği; Ampulün yüzeyi pütürlüyse kestiğiniz bir soğanın parçasıyla silin, sonra nemli bir bezle temizleyin. Ampulü temizledikten sonra ışığı yakmadan, üzerine bir iki damla parfüm sürün. Eviniz mis gibi kokacaktır.

Camlardaki Buğuyu Gidermek ; Evlerin içi ısınınca pencere  camları genellikle terler, su aşağı doğru süzülerek camları kirletir.  Buna mani olmak için, bir bezi az gliserine batırarak camları bu bezle silebilirsiniz. Gliserin camların terlemesine ve suyun süzülerek yerlerin kirlenmesini engeller.
  
Mutfak Tezgahının Temizliği; Mutfak tezgahının tertemiz olması ve mis gibi kokmasını istiyorsanız. Küçük bir leğene su doldurup içine sıkılmış limon suyu veya bir miktar tuz atın. Bu suyla bir bezi ıslatıp silin. bu şekilde tezgahınızın üzerindeki lekelerden kurtulmanız daha kolay olacaktır.

Kızartma Yaparken Kokusunu Gidermek İçin; Kızartma yaptığınızda mutfağınızda koku yayılmasını istemiyorsanız, bir kapta sirkeli su kaynatın. Eğer kızartma yapmadan bu işlemi yapmadıysanız. Mutfaktaki kokuyu gidermek için ızgaranın üzerine defne, ada çayı ve kekin yaprakları koyun.

Paslanan Bıçaklar; Zaman içersinde paslanmaya başlayan bıçaklarınızı limon ve sirkeyle ovarak pas lekesini çıkarabilirsiniz.

Bulaşık Makinası Temizliği ; Bulaşık makinasındaki yiyecek kalıntılarını yok etmek için makinanın kenarlarını karbonatlı su ile silin. İçinin temizliği için bulaşık makinasına bir fincan sirke kullanabilirsiniz. Makinanızı boş çalıştırarak dezenfekte edin.

Hayatı kolaylaştırabilecek pratik bilgilerin sonuna geldik. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.....😂





19 Mart 2017 Pazar

Viaport Marina Qutlet Shopping

Bu hafta sonu hava soğuk ve kapalı olmasına rağmen biz yine eve kapanmak istemedik. Gezmeye nereye gitsek diye düşünürken Tuzla'da bulunan Viaport Marina'ya hem alışveriş yapmak hemde gezmek amacıyla evden kendimizi dışarı attık bir anda. Bildiğiniz üzere biz bayanlar sadece gezmeye gidiyoruz desek bile ellerimiz poşetlerle geri döneriz gittiğimiz yerlerden. Neyse lafı fazla uzatmadan Viaport Marina ile ilgili bilgileri sizlerle paylaşmaya başlıyorum şimdi.


Viaport Marina Alışveriş Adası

Viaport Marina dünyanın ilk deniz üstünde tasarlanan yaşam merkezi olup; eğlence, alışveriş, marina, akvaryum bir arada bulunmaktadır. Viaport Marina'da bulunan Alışveriş Adası'nda dünyaca ünlü markalar Qutlet konseptiyle bir araya gelmiş. Biz gittiğimizde 152'ye yakın mağaza olduğunu öğreniyoruz içeride. Yani oldukça büyük bir alan.  Aynı zamanda cafe ve restorantlarıyla sosyal yaşamıda unutmamışlar.

İlk önce buradaki mağazaları dolaşıp nerede hangi mağaza var, diğer Avm'lerdeki satılan ürünlerden farkı varmı bir bakalım dedik ve gezmeye başladık. Ortada güzel ve uzun bir süs havuzu bulunuyor. Bu havuzun sağında ve solunda sıralanmış her kesime, her keseye, her zevke hitap eden bir çok markanın mağazası var. Buradaki bu uzunlamasına süs havuzu gerçekten çok hoşuma gitti.😌 Sık aralıklarla konulan ahşap köprülerle havuzun her iki tarafına geçiş kolaylaştırılmış. Alışveriş adasındaki mağazaları hem gezdik hemde bol bol alışveriş yaptık. Mağazalardan sonra sıra VİASEA TEMA PARK'ı gezmeye geldi.





 ViaSea Tema Park

Dünyanın ilk 5 fonksiyonlu marina ve yaşam merkezi özelliğini taşıyan Viaport Marina, bünyesinde yer alan ViaSea Tema Park, İstanbul Anadolu Yakası'nda Tuzla'da hizmet veriyor. Alışveriş merkezindeki mağazalarındaki gezimizi sonlandırdıktan sonra burada bulunan ViaSea Tema Park'a doğru yol aldık. Aslında Tema Park'a girme gibi bir niyetimiz yoktu. Ama buraya kadar gelmişken içerde neler var öğrenmek istedik.Tema Park'ın çok büyük olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama yetişkinlerin ve çocukların eğlenebileceği bir çok ünite bulunuyor Tema Park'ta.


ViaSea'de neler var kısaca anlatayım size. Dünya'nın en heyecan verici roller coasterlarından biri olan Red Fire burada yer alıyor. ViaSea Tema Park'ta bulunan ve 2.5 saniyede 115 km. hızla 55 metre yükseklikten, 980 metre uzunluğundaki raylarda adrenalin tutkunları doyasıya keyif yaşıyorlar roller coastera binerek. Buradaki roller coastera  kendim binmeyi bırakın,binen adrenalin tutkunlarını dahi izlemeye korkuyorum.

ViaSea'de ayrıca minikler için atlıkarıncadan çarpışan otolara kadar klasik ünitelerde bulunuyor.
Merak edenler için ViaSea Tema Park'ta bulunan ünitelerinden hatırladıklarımı yazıyoryum. Yazmadıklarım varsa çok ilgimi çekmediklerinden hatırlayamamışım demektir.

Red Fire
Nautılus Aile Treni
Girdap
Torpido
Dönence
Formula Marina
Büyük Çarpışan Otolar :Yetişkin misafirlerin kullandığı ünitelerdir.
Küçük Çarpışan Otolar : Boyu 90-140 cm arasında olan küçük misafirlerin kullanabildiği ünitelerdir.
Reis Gondol
Ahtapot
Uçan Blıklar
Deniz Salıncağı
Mini Dönme Dolap
Atlı Karınca

ViaSea Akvaryum

Çocuklarınızla beraber bugün nereye gitsek diye düşündüğünüzde gidebileceğiniz yerler arasına Viaport Marina'da bulunan ViaSea Akvaryumu'da katın bence. Çocuklarınız burada binlerce deniz altı canlısının yaşamlarını gözlemleme imkanı bulsun hemde güzel vakit geçirsinler. Biberonla Koi balığı ve sadece burada deneyimleyebileceğiniz, sınırlı sayıda sunulan elle Vatoz balığı besleme aktivitelerinede katılabilirsiniz.

Via Entertainment

İçeride ailece eğlence sloganıyla Via Entertainmet diye bir alan bulunuyor. Via Entertainment aile merkezi'nde sinema, bowling ve oyun merkezi bulunduğundan adeta zamanın burada nasıl geçtiğini siz ve çocuklarınız anlayamıyacaksınız.

Gitmek isteyenler ve gitmeyi düşünenler için Viaport Marina Outlet Shopping'in adresi;

Cami Mah.Şehitler Cad. N:17 Tuzla/İstanbul

Ulaşım ile ilgili öğrenmek istediğiniz konular olur ise Viaport Marina'nın aşağıda bulunan linkini tıklayarak öğrenebilirsiniz.

http://www.viaportmarina.com/viaoutlet/ulasim.aspx

Resim yazısı ekle

Biz buranın deniz kenarına kurulması olayını çok beğendik. Denizden güzel deniz kokusu ve bir esinti gelmesi buraya bir tatil beldesiymiş hissini veriyor adeta. Biz serin ve yağmurlu bir havada geldiğimizden dolayı çok kalabalık değildi. Ancak özellikle yaz aylarında çok kalabalık olabileceğini düşünüyorum. Açık alanda kurulu olması ve gezerken tepede güneşten koruyucu bir gölgelik olmaması nedeniyle özellikle yaz aylarında çocuklarnızla gidecekseniz çocuklarınız ve kendiniz için yanınızda şapka taşımanızı tavsiye ederim. Ayrıca tuvalet sayısı az olduğundan tuvalette sıra beklemeyi göze almalısınız. Başka varmıydı bilmiyorum ama biz gezimiz boyunca sadece bir adet tuvalet gördük.Temiz deniz havası almak, bu güzel mekanda alışveriş yapmak, parkta eğlenmek amacıyla tüm bunlara değer bence. Bu soğuk havada iyiki de evde oturmayıp Viaport Marina'yı ziyaret etmeye gelmişiz. Gezdik, alışveriş yaptık ve tabiki yorulduk artık. Son olarakta her kitleye hitap eden restaurantlarından birinde yemek yedik ve yemekten sonra olmazsa olmazlarımızdan olan kahvemizi de keyifle  içtik.  ☕☕ Bu arada kendi arabanız ile gelecekseniz otoparkın çok düzensiz ve çok karışık olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Umarın yetkililer buna kısa zamanda bir çözüm bulurlar.


Yazımın başında da değindiğim gibi biz bayanlar gezmeye çıksakta alışveriş yapmadan dönmeyiz eve. Yine öyle oldu tabi. Ben ve kızım bir şeyler aldık ve eve boş dönmüyoruz bugünde. Kahve molasından sonra artık eve dönüş vakti geldi. Bir alışveriş ve gezi yazısını daha burada bitiriyorum. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.😌😌



18 Mart 2017 Cumartesi

Viaport Alışveriş Merkezi

VİAPORT QUTLET SHOPPİNG / Viaport Avm'yi geziyoruz.

Daha önce bir çok defa eşim ve kızımla gitmiş olduğum Viaport AVM'ye çok uzun zamandır fırsat bulup gidemediğimden hem alışveriş yapalım hemde eğlenelim diye bu hafta sonu gitmeye karar verdik..Çocuklarınızla veya arkadaşlarınızla gezmek, eğlenmek veya alışveriş yapmak için mekan arayanlardansanız Viaport  tam size göre. Daha önce hiç gitmeyenler için Viaport'un eğlence anlayışı, resteorantları ve konsepti ile ilgili bilgilerimi şimdi paylaşmanın tam zamanı.


Ağustos 2008 yılından beri ziyaretçilerine açık bulunan Viaport AVM, Qutlet konseptli büyük bir alışveriş merkezidir. Toplam 198 mağaza ve 4500 araçlık otoparkı bulunmaktadır. Viaport Avm'nin bir özelliği mağazaların kapalı alanlarda değil açık alanlarda olması. Meydanları, sokakları, yeşil alanları, ve hatta ördeklerin, kaplumbağaların yüzdüğü bir göleti bulunan bir AVM burası.😌 Mağazaların önlerinde yorulduğunuzda oturarak dinlenebileceğiniz oturaklar bulunmaktadır. Uzun bir alışveriş sonrasında acıkmanız durumunda çok sayıda bulunan restaurantlardan birinde yemek yemeyide tercih edebilirsiniz.

Hafta sonlarında ve özellikle Bayram günlerinde çok kalabalık olduğunu söyleyebilirim. Bunda çocukların eğlenebileceği kocaman bir park ve ayrıca yetişkin ve çocuklar için eğlence mekanı olan Lunapark'ın olması çok büyük bir etken tabiki.

İstanbul ve çevrelerinden bir çok insanın tercih etmesinin nedeni; Qutlet olması, ayrıca yiyecek ve eğlence alanlarınında aynı konsepte bulunmasıdır. AVM iki  katlı olup, Sabiha Gökçen Havaalanına yakın bir konumda yer alması nedeniyle ilk katında bulunan otel sayesindede çok sayıda yabancı turistin uğrak noktası olmaktadır.

Alışverişinizi yaptıktan sonra, parkta ve Lunapark'ta eğlence sonrası yeterince yorgun olacağınızdan karnınızı doyurmak amacıyla bir restaurantta yemek yerken dinlenebilirsiniz. Birçok şeyi aynı konsepte gerçekleştirebilmek sizi bilmem ama,  bence çok güzel😅😅 Çocuklarda eğlenceye doyuyorlar adeta burada. 

Buradaki AVM bildiğimiz o kapalı AVM tarzında değil açık tarzda o nedenle kışın ve yağmurlu havalarda giyeceğiniz kıyafette temkinli olmanızı öneririm.      

Viaport AVM 7 den 70'e herkes için eğlencenin olduğu bir mekan.

Muhteşem dev oyuncaklarıyla ziyaretçiler keyifli dakikalar geçiriyor burada. Cuf Cuf tren ile ise çocuklar neşeli vakit geçirebiliyor. Biz her gittiğimizde gerçekten keyif alıyoruz. 

Burada alışveriş sonrasında eğlenebileceğimiz neler var derseniz işte eğlence;

LUNAPARK
PONY CLUB
GO KART ve ATV
SHİP IN PARK
BOWLİNG
CİNEMA
8D

Çocukların eğlenebileceği neler var diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. Onlarıda unutmadım merak etmeyin. İşte Lunaprak'ta çocuklar için eğlenecekleri oyuncaklar.

Cuf Cuf Tren 
Carousel
Atlı Karınca
Samba Balon
Su Kanosu
Helikopter
Dönme Dolap
Uçak
Sekolin
Tranbolin
Kanguru
Çarpışan Otolar

Şimdide sıra eğlence parkının diğer oyuncaklarını yazmaya geldi...

Rocket
Family Coaster
Robocop
360
Rock-Roll
Çarpışan Otolar

Lunaprak'a yakın büyük ahşap bir gemi, çocuklar için oyun alanı olarak yapılmış. Bu alan ücretsiz olup burada bulunan salıncak ve kaydıraklarda çocuklar eğlenip enerjilerini boşaltabiliyorlar. Daha sonra isterseniz Lunapark'a geçebilirsiniz. Lunapark'ta oyuncaklara binmek için önce gişelerden giriş kartlarına yükleme yapmanız gerekecek. Çıkışta ise kartlara ödediğiniz ücreti iade alabiliyorsunuz.

Bizim kızların eğlenceli dakikalarından kısa kesitler


Çocuklarınız ile giderseniz göletteki ördekleri ve kaplumbağaları onlara izletmeyi unutmayın sakın. Çocuklarınız bu gölete bayılacaklar bence.😃Bu kadar gezme ve eğlenceden sonra yoruldunuz değilmi? Şimdiden gidecek olan herkese eğlenceli bir gün diliyorum.....😃

Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere .. 

Adresini bilmeyenler için;

Viaport AVM'nin Adresi 
Yenişehir Mah. Dedepaşa Cad. N:19 ViaPort-Pendik/İstanbul

Tel:216 696 10 01

İett ile ulaşım, Viaport müşteri servisleri ile ulaşım ve servis saatleri hakkında bilgi almak için aşağıdaki linki tıklayarak bilgi alabilirsiniz.

 http://www.viaport.com.tr/ulasim
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                               

14 Mart 2017 Salı

Bangkok - Tayland

BANGKOK GEZİ NOTLARIM


Aslında Bangkok tatilimiz ile ilgili yazımı daha önce blogumda yazmış olmama rağmen nasıl oldu bilemiyorum ama yayınladığım yazılarımın silindiğini farkettim. Başka bir yerede yedekleme yapmadığım ve ayrıca çok yoğun bir iş ortamında çalışıyor olmam nedeni ile yazımı tekrar yazıp yayınlamak bu kadar uzun sürdü. 😩
Bangkok-Pattaya tatilimize ilişkin olarak özellikle sizler için yararlı olabileceğini düşündüğüm bir çok konuya yazılarım içersinde değinmeye çalıştım. Umarım yararı olur ve beğenirsiniz. 😊

Bagkok- Pattaya tatiline nasıl karar verdik
Okulların sömestre tatili yaklaşmıştı. Bizim Şubat ayındaki sömestre tatilinde herhangi bir tatil planımız olmamasına rağmen kızım okul tatiline 2 hafta kala, yurt dışına tatile gitmek istediğini söyledi ve kendimizi bir anda  internette gidebileceğimiz yerleri araştırmaya başlamış bulduk. Bu arada bende  madem yurt dışı tatil planı yapacağız diyerek çalıştığım kurumdan şubat ayı için yıllık izin talebinde bulundum. Sömestre tatilinin yaklaşması ve tatil süresininde kısa olması nedeniyle gerekli evrakları hazırlayıp vize başvurusunda bulunsak dahi,  bu kadar kısa sürede vize- mizin çıkma ihtimalinin mümkün olmadığı düşüncesi ile tatil için gidebileceğimiz vizesiz ülkeleri incelemenin daha uygun olacağını düşündük.Tur şirketleri ile yaptığımız görüşmeler ve internetten yaptığımız araştırmalar sonucunda hem deniz tatili hemde kültür turu yapabileceğimiz Bangkok-Pattaya 'ya gitmeye karar verdik. Tabi bu arada görüştüğümüz bir çok tur firmasında sömestre nedeniyle Şubat ayı için kontenjanların erkenden dolduğunu öğrenmek biraz hayal kırıklığına uğramamıza neden olsa da yurt dışına tatile gitmeyi kafamıza koymuştuk bir kere. Bu nedenle araştırmaya devam  ettik. Adını duymuş olmama rağmen daha önce hiç rezervasyon yaptırmadığım bir tur şirketinde yer bulunca  biraz çekinceli olarak 2 kişi için 25 Ocak 2017  gidiş, 31 Ocak 2017 dönüş olacak şekilde, Qatar Havayolları ile Doha aktarmalı Bangkok- Pattaya turuna rezervasyonumuzu yapıverdik bir anda.  Hiç bu kadar çabuk bir tatil planı ve rezervasyonu yapmamıştım bu güne kadar. Herşey o kadar çabuk oluyorduki ben bile şaşırıyordum. Çünkü bu tür konularda çok araştıran, çok düşünen ve ondan sonra karar veren bir insanımdır açıkcası.  Neyse tüm hazırlıklarımız artık tamam ve tatilimize başlayabiliriz artık.😊

Bangkok - Pattaya Tatilimiz

25 Ocak 2017'de uçağımız akşam kalkacak olmasına rağmen İstanbul trafiğinde ne olur ne olmaz diyerek  biz saatler öncesinden havaalanına gittik. Sabiha Gökçen Havaalanında bagaj ve pasaport kontrolü işlemlerimizi takiben saat 21:15 de  Qatar Havayollarına bağlı uçağımız Doha'ya hareket etti. Rahat bir uçak yolculuğu ile yaklaşık 4 saat 15 dakika sonra Doha'ya varış ve sonrasında uçak değişikliği yaparak yine Qatar Havayollarına ait uçak ile Bangkok'a hareket ettik. İlk defa Qatar Havayolları ile uçak seyehati yapıyorduk. Gerçekten çok konforlu bir uçak yolculuğu geçirdiğimizi söyleyebilirim. Uçakta çay ve kahve ikramları yanında ayrıca, yemek ikramıda olduğundan aç kalma gibi bir sorununuz kesinlikle bulunmuyor. 

Bangkok'ta 1.gün

Saatler süren yolculuk sonrasında saat 13:00 civarında Bangkok'a vardığımızda, İstanbul'da saat sabah 09.00 idi. Yani Türkiye saati Tayland'dan 4 saat geri oluyor bu durumda. Bangkok'a indiğimizde jet lag yaşamamak için uçakta uyumamız çok yararlı oldu doğrusu.

Uçağımız Bangkok'ta bulunan Suvarnabhumi Uluslararası Havaalanı'na iniş yaptı.. Bu Havaalanının dünyanın en uzun uçuş kontrol kulesinin birine sahip olduğunu ve ayrıca Asya'nın en modern havalimanlarından biri olduğunu öğreniyoruz burada. Havaalanı çok büyük ve düzenli geliyor bize.
Bagajlarımızı aldıktan sonra ilk olarak bir miktar dolar bozdurup paramızı Baht'a çevirdik. Az bozdurduk çünkü Havaalanında kurlar gerçektende düşüktü bu nedenle otele gidene kadar idare edecek kadar bozdurmakta yarar var. 😊Daha sonra  bizi bekleyen özel aracımız ile otele gitmeden önce şehir turu atmak üzere yola çıktık. Araca bindiğimizde Tayland'da şoförlerin araç içersinde sağ tarafta oturduğunu, otobüslerdeki biniş kapılarının ülkemizdeki gibi sağda değil, aksine sol tarafta olduğunu ve trafiğin soldan aktığını öğreniyoruz. Bu arada havaalanından dışarı çıktığımızda ilk hissettiğimiz şey sıcak ve nemli bir hava oluyor. Otobüse bindikten sonra trafiğe girince, İstanbul trafiğinden daha beter bir trafik ile karşılaşıyoruz. Ayrıca gezimiz sırasında mola verdiğimiz yerlerde, sokak tezgahlarında hazırlanan köri soslu yemek kokuları, egzoz ve kanalizasyon kokuları arasında kalıveriyoruz. Fakir bir ülke olan Tayland, tapınak cenneti adeta. Bunların bir çoğuda haliyle Bangkok'ta. Turumuz sırasında gezip gördüğümüz yerleri ve Bangkok'taki tapınaklar içersinde özellikle tavsiye edebileceklerimi bu yazıda toplamaya çalıştım..😊Şimdi buyrun bu güzel derlemelerimizi okumaya.....😊

Wat Pho Tapınağı ( Yatan Budha )

Bu tapınak Büyük Saray'a yakın olduğu için her ikiside aynı gün gezilebilmektedir.  Tapınak kuralları olduğundan dolayı giydiğimiz kıyafetlere dikkat etmemiz gerekiyor. Şort ve askılı kıyafetlerle gelenlerin kapıda bulunan görevlilerce üstüne birşey giyerek tapınağa girmesi isteniyor. Eğer yanınızda bu tür bir kıyafet yok ise girişte kıyafet verilmekte. Yatan Buda'nın olduğu yere girerken kural gereği ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekmektedir.

Bangkok'a gelen turistlerin uğrak noktalarından biri  bu tapınaktır. 😊Burda altın varak kaplı, 46 metre uzunluğunda, 15 metre yükseklikte dev bir Budha hekyeli bulunuyor. Heykelin ayakları dahi 3 metre boyunda ve 5 metre yüksekliğinde. Burası aynı zamanda Tayland'ın ilk üniversitesi olarak da geçiyor. Ayrıca Thai masajının doğduğu yer olarak da bilinmektedir. Biz ilk defa bir Budist tapınağı gördüğümüzden dolayı çok etkilendik. Bol bol fotoğraf çektik.


                                                        Yatan Budha

Wat Traimit (Altın Budha Heykeli)

Gezimiz  ile ilgili ayrıntılara geçmeden önce budist tapınaklara girebilmek için bayanların omuz, göğüs ve dizlerini kapatacak kıyafetleri yanlarında götürmesi gerektiğini tekrar hatırlatmak isterim. Biz gitmeden önce Tayland hakkında internetten edindiğimiz bilgi sayesinde yanımıza hırka ve şal almıştık. Böylece sorun yaşamadan rahatça içeri girebildik. 

Çin mahallesinde bulunan Altın Budha Heykeli, 18 ayar olup, 5 metre yükseklikte ve 5 ton saf altından yapılmış. 700 yıldan daha eski olduğu bilinen bu heykel görenlerin gözünü   kamaştırıyor adeta. 😏Bu Budha heykelinin ilginç bir hikayesi var. Komşu ülke Burna saldırıları ile ülke yönetiminin zayıfladığı dönemde, heykelin yağmalanması korkusuyla bunu gizlemek için sıva ile kapladıkları düşünülmektedir. Zaman içersinde sıvanın altında ne olduğu unutulmuş ve heykel bir tapınağa taşıtılmış. 1931 yılında bu tapınak kapatılmış. Heykel 1955 yılında şimdiki bulunduğu Wat Traimit'e  taşınana kadar unutulmuş. Heykel taşınma sırasında yanlışlıkla düşürüldüğünde üzerindeki sıva kırılınca bunun tamamen altın olduğu ortaya çıkmış. Çin mahallesinde bulunan bu tapınak ücretsiz ziyaret edilebilmektedir.























Grand Palace Bangkok ( Büyük Saray )

Bangkok'u gezdim diyebilmek için gezilmesi gereken ilk yer bu saraydır. Göz kamaştırıcı güzelliği ve mimarisi olan Grand Palace yani Büyük Saray, Bangkok şehrinin en ünlü simgesidir. Başlangıçta birkaç tane Saray binasından oluşmakta iken daha sonra eklenen çok sayıda bina ve tapınaklarla bugün 218.400 metrekarelik bir alana sahiptir ve bugün içersinde 100'den fazla bina ve tapınak bulunmaktadır. Büyük Saray 1925 yılına kadar Tayland kraliyet konutu olarak kullanılmış. 1.900 metre uzunluğunda 4 duvar ile çevrili olan sarayın duvarların içinde, kraliyet konutunun yanı sıra, devlet daireleri, çok etkileyici yapılar ve tapınaklar bulunuyor. Tapınakların önünde üzerlerinde geleneksel kıyafetler olan zebaniler, stupan'ların altında maymunlar bu yapıları koruyan güçler olduğu düşünülüyor. Dış avluda oldukça ünlü olan  Wat Phra Kaew ( Zümrüt Buda Tapınağı) Zümrüt Buda heykeli bulunmaktadır. Buraları gezip görmek bizim için gerçektende farklı bir deneyim doğrusu 😉


Wat Arun


Şafak Tapınağı olarak da isimlendirilen Wat Arun, nehrin karşı kıyısında görkemli bir tapınak. İlk gün uçak yolculuğu sonrasında gördüğümüz tapınakları gezme sırasında çok yorulduğumuzdan, çok istememize rağmen Wat Arun'u gezme fırsatımız olmadı. Bangkok'a gittiğinizde zamanınız olur ise gidebileceğiniz bir tapınak olarak listenize alabilirsiniz bence.
Yapmış olduğumuz turumuzun ardından yorgun olmamızında etkisi ile otele doğru yola koyuluyoruz. Kaldığımız otel Season Siam  Hotel. Şehirde seyahat etmek için uygun bir konuma sahip. Otobüs durağına, bizim gibi alışveriş çılgını olanlar için alışveriş merkezlerine, marketlere ve kafelerede yakın. Otele vardığımızda zaten Bangkok'ta 2 gün kalıp burdanda Pattaya'ya gideceğimizden ne kadar çok yer görürsek iyidir bizim için diyerek bavullarımızı odaya koyar koymaz otelin lobisine inerek biraz dinlendikten sonra kendimizi dışarı atıyoruz.
Patpong Gece Pazarı


Otelin kapısında bekleyen ve Bangkok'taki ulaşım araçlarından olan Tuk-Tuk şoförlerinden biri ile anlaşarak 2 kişi için 200 Baht 'ta (20 TL)  bizi Patpong Gece Pazarına götürmesi için anlaşıyoruz. Dünyaca ünlü tüm markaların taklit ürünlerinin satıldığı bir gece pazarı olduğunu söylediklerinden burayı çok merak ediyorduk. O nedenle gelip gözümüzle görmek istedik. Çin malı hediyelik eşyalar, Tayland'a özgü giysiler ve ayrıca taklit ürünler'in ( saat, çanta, parfüm vb) satıldığı küçük bir pazar olarak karşımıza çıkıyor. Hayal ettiğimiz gibi bir yer olmadığını görünce hayal kırıklığına uğruyoruz. Bu nedenle burada çok da zaman harcamamaya karar veriyoruz. Ama yinede kendimizi alışveriş yapmaktan alıkoyamıyoruz. Bir şort  tulum için 500 Baht fiyatı veren satıcı ile pazarlık sonucunda 200 Baht'ta anlaşarak tulumu alıyoruz.😌 Kesinlikle burda pazarlık yapmaktan çekinmeyin. Bir şey almak istediğinizde söylenen fiyatın yarısınından biraz daha az fiyat söyleyin. Esnafın elinde zaten hesap makinası var siz tezgahtan ayrılmaya başladığınız an, hesap makinasını size uzatıp sizin ne kadar para vereceğinizi yazmanızı istiyorlar Çoğunda orta bir fiyatta anlaşıp istediğinizi alabiliyorsunuz. Alışveriş sonrası acıktığımızdan dolayı gördüğümüz bir Burger King'e girerek hamburger yemeyi tercih ediyoruz. Sokaklardaki ağır baharat kokularından dolayı başka birşey yemek istemiyoruz. Ertesi gün rahat gezebilmek için dinlenmek üzere yine bir tuk tuk'a binerek otele geri dönüyoruz.

Bangkok'ta 2.gün
Bangkok'taki 2.günümüzde Tik Ağacı Evi, Hindistan Cevizi Çiftliği, Yüzen Çarşı ve Kanallar Turuna katılacağımızdan dolayı göreceğimiz yerlerin heyecanı ile sabah erkenden kalkıp otelde kahvaltımızı yapıyoruz. Tura katılacak olan diğer arkadaşlarla beraber bizi gezdirecek olan ve otelin önüne gelen otobüse biniyoruz. 🚌 Burdan ilk durağımız olan Hindistan Cevizi Çiftliği'ne doğru yola çıkıyoruz. 

Hindistan Cevizi Çiftliği

Yüzen Çarşıya doğru giden yolda Bangkok'un dışında bulunan Samut Sangkram adında bir kasabaya uğruyoruz. Burası dünyanın ilk siyam ikizlerinin doğduğu yer. Siyam ikizleri ilk doğduklarında kasaba halkı tarafından dışlanmışlar. Bu iki erkek kardeş, gögüs kafeslerinden karınlarına kadar yapışık olarak 1811'de doğmuşlar ve 63 yıl sonra birkaç dakika arayla ölmüşler. Hindistan Cevizi Çiftliği bu ikizlerin doğduğu kasabada bulunuyor.

Halk Hindistan Cevizi ağacına çok önem veriyor. Hem ağacın meyvesi, hemde ağacın kendisini ziyan etmeden kullanıyorlar. Çıkartılan yağı yemekte kullanıyorlar, kabuğundan ise küçük el eşyası yapıyorlar. Çiftlik deyince çok büyük bir yer beklemeyin. Arkalarda Hindistan Cevizi ağaçları, önde ise bunları kullanarak yaptıkları el eşyalarını koydukları ve sattıkları tezgahlar bulunuyor.
Burdada içerde birde orkide bahçesi bulunuyor. Buraya gelmişken orkide bahçesinide gezip Çiftik turumuzu bitiriyoruz. 

Tik Ağacı Evi

Otobüsümüz Yüzen Çarşı yolunda bulunan Tik Ağacı Atölyesi'ne geldiğinde Tik Ağacından yapılmış eserleri görünce hayran kalıyoruz. Burada sanatçıların ellerinde bulunan aletlerle Tik Ağacını işleyişlerini, nasıl tablo ve şekiller ortaya çıkardıklarını görüyoruz.Daha sonra Tik Ağacından yapılmış olan mobilyaların ve başka büyük parçaların bulunduğu bölüme geçiyoruz. Hepsi çok güzel  ancak fiyatları çok pahalı.
                                    Tik Ağacı Evinde Mobilyaların bulunduğu mağaza


Tik ağacından tek parça üzerine yapılan eserlerin sergilendiği mağazayı gezmek muhteşem bir deneyim oldu bizim için.👌 Şimdi burdan Yüzen Çarşı'ya doğru giderek gezimize devam ediyoruz. 

Yüzen Çarşı

Bangkok'a gelmeden önce Yüzen Çarşı adını o kadar çok duyduk ki, burayı çok merak ediyorduk ve görmeden Bangkok'tan gitmek olmazdı. Yüzen Çarşı Bangkok'a 1 saat uzaklıkta. Buraya gelenlerce en çok ziyaret edilen yerlerden biride burası. Yüzen Çarşıya gidebilmek için bineceğimiz kanoların bulunduğu yer çok kalabalık olduğundan sırada 20 dakika kadar bekledikten sonra dar ve uzun bir kanoya binerek etrafı seyrederek ve fotoğraflar çekerek Yüzen Çarşıya geliyoruz. Burada küçük teknelerde satış yapan insanlardan alışveriş yapmak istediğinizde kano ile yaklaşarak almak istediğinizi alabiliyorsunuz. Çarşının sağında ve solunda dükkanlarda bulunuyor. Bu dükkanları gezmek isterseniz kanodan inerek buraları gezebilirsiniz.

                                          Yüzen Çarşıya kano ile giderken


                                                     
                                 Yüzen Çarşıda tropikal meyve satışı yapılan bir tekne



Yüzen Çarşıda alabileceğiniz biblo, heykel gibi hediyelik eşyaların dışında bambu ürünleri, aksesuarlar, kıyafetler bulunuyor. Satın almak istediğiniz bir ürün olduğunda mutlaka pazarlık yapın. Çünkü burada turistlere normalin çok üstünde fiyat söylüyorlar. Size söylenen fiyatın dörtte bir fiyatını teklif edin.
Yüzen Çarşıya gelmişken eli boş dönen olmamıştır herhalde. Bizde bu eli boş dönmeyenlerdeniz ve tabi pazarlık yapmayı ihmal etmiyoruz. Bu kadar çok yer gezdikten sonra birşeyler yemek ve dinlenmek istiyoruz. Yüzen Çarşıda teknelerde satılan tropikal meyvelerin tadına bakmanın tam zamanı şimdi. Mangosteen, Rambutan, Mango, Dragon meyvelerinden 2 tabak hazırlatarak bir masada oturup hem dinleniyoruz, hemde bu meyveleri keyifle 😃 yemekten kendimizi alıkoyamıyoruz.

Meyvelerimizi yedikten ve dinlendikten sonra artık Kanal Turu için yola koyulma vakti...

Chao Phraya Nehri - Kanal Turu

Kanal Turuna katılacak olan arkadaşlarla beraber nehirde bizi bekleyen Tekneye biniyoruz. Tekne nehirde ilerledikçe kazıklar üzerine oturtulmuş bir sürü derme çatma evler görüyoruz. Bazıları yıkılmak üzere sanki. Rehberimize insanlar bu kötü şartlarda nasıl yaşıyorlar diye sorduğumuzda, buralarda oturmanın Bangkok'ta zenginlik göstergesi olduğunu öğreniyoruz. Nehre yakın evlere yüksek fiyat verseler dahi sahipleri bunları satmıyormuş. Chao Phraya Nehri kıyısında hem zengin, hemde fakirler  birlikte yaşıyorlar. Lüks evler, villalar yanında çok kötü durumda olan evlerde bulunuyor. Evlerin önünde küçük tapınaklar modelleri görüyoruz. Bunlar kötü ruhları oraya çekip evlerden uzak tutmak için kullanılıyorlar. Bu tapınakların içine veya önüne çiçek, meyve, yemek konuluyor Tayland'da. Nedeni ise kötü ruhlar geldiklerinde aradıklarını burda bulsunlar eve girmesinler diye.
                                       

Nehirde bir sürü balık göreblirsiniz. Balık tutmak serbest. Bunun bir istisnası var. Nehir kıyısında bir sürü tapınak var. Bu tapınakların önünde avlanmak yasak. Bir süre sonra Kaptan balıklara ekmek atmak isteyenlere teknedeki ekmeklerden verip balıklara ekmek atabileceğimizi söylüyor. Herkes bir anca balık besleme yarışına giriyor. Beslenme bitince kaptan, ne kadar topladığını hatırlamıyorum ama, ekmek paralarını topluyor.  Tur sırasına Wat Arun'u uzaktan görme fırsatımız oluyor. Bangkok'ta 2. ve son günümüz olduğundan Wat Arun'u ziyaret etmek için maalesef zamanımız yoktu gidip yakından gezme fırsatımız olmadı bu nedenle.

Kanal turumuz farklı, güzel ve eğlenceli bir deneyimdi bizim için.  Bu arada tur ücreti ile ilgilide bilgi vermek istiyorum. Yüzen Çarşı 2 kişi 80 EUR, Kanallar Turu 2 kişi 50 EUR olmak üzere sadece 2 tur için toplam 130 EUR ödedik.

Tur bitiminde Tekneye ilk bindiğimiz yere geri dönüp bizi bekleyen otobüsle iyice dinlenmek üzere otele geri dönüyoruz. Çünkü ertesi gün Pattaya tatilimiz için yola çıkacağız.

Pattaya'da gezip görebileceğiniz yerlere ilişkin detayları öğrenmek isterseniz, Pattaya tatilimiz ile ilgili detayları aşağıdaki linkteki sayfamı ziyaret ederek öğrenebilirsiniz....😊 Pattaya'ya çocuklarınız ile gidecek iseniz ilgili sayfa tam sizi göre.. Nerden biliyorsunuz diye soracak olursanız, ben kızımla gittim ver gezerken birlikte çok keyif aldık diyebilirim. 😍

https://geziyoruzmutluyuz.blogspot.com.tr/2017/02/pattaya-tatilimiz-bangkoktan.html